Selcuklulara dair nitelikli calismalariyla tanidigimiz Erkan Göksunun kaleminden bir tarihi roman Hüzün Melikesi. Göksu bu kitabinda bizleri 1242 yili Anadolusuna götürüyor ve Selcuklu Melikesi Hond Hatunun hüzün ve umut dolu hikayesini anlatiyor.
Sultan Alaeddin Keykubadin süpheli vefati sonrasinda Türkiye Selcuklu Devleti tahtina oglu II. Giyaseddin gecer. Onun tahta oturmasinda etkili olan devlet adamlarindan Sadeddin Köpek, genc sultani kendi emellerine göre yönlendirmekte, devlet idaresinde geri dönülemez hatalar islemesine sebep olmaktadir. Hond Hatun, kardesi Giyaseddin ve Sadeddin Köpekin kötü yönetimine, cinayet ve zulümlerine sahit oldukca büyük üzüntü duyar. Bu arada kardesi Giyaseddinin, babasinin öldürülmesi olayina karistigini ögrenir. Bunun üzerine Konyada daha fazla kalamaz.
Yaklasan Mogol tehdidi, Babai Isyani, bassiz kalmis Harezmliler ve baska sikintilarin gölgesi altinda zor bir dönem geciren Anadolu sehirlerini dolasmaya baslar. Gittigi her yerde bir hayir müessesi kurmaya calissa da Anadolunun üzerinde dolasan kara bulutlar, baslattigi hicbir insaatin tamamlanmasini görmesine izin vermez. Son duragi ise Erzurum olur. Burada Cifte Minareli Medreseyi yaptirmaya baslar. Bu sirada Erzurum Sübasiligina, Sinaneddin Yakut atanir. Sinaneddinle Hond Hatun arasinda eskiye dayanan dillenmemis bir sevda vardir. Her ikisi de yillar sonra bir araya gelmenin mutlulugunu yasarken, Mogol kasirgasi Erzuruma ulasir.
Bir Selcuklu melikesinin hüzünlü hikayesini merkeze alarak Türkiye Selcuklu Devletini yikilisa götüren süreci anlatan Hüzün Melikesi, bir yandan Selcuklu tarihinin unutulmaya yüz tutmus hatiralarini canlandirirken diger yandan da zihinlerde dogru ve gercek bir Selcuklu tasavvuru olusmasina katki saglayan bir eser.