Bu topraklarin milattan önceki dönemi sadece Grek ve Romalilari degil, Türkleri de barindiriyor. Ancak bunu bir türlü hazmedemeyen Batililar carpitma ve gizleme yoluna basvuruyor. Cünkü onlara göre uygarligin tek sahibi kendi atalaridir. Ayrica medeniyetsiz olarak kabul ettikleri halklarin üzerinde kontrol saglayabilmek icin de tarih verilerde tahrifati tesvik ediyorlar. Bunun icin de kürsü, ün ve rüsvet ile sözde bilim insanlarini kullaniyorlar. Bu art niyetli sözde bilim insanlari da görsel ve yazili basinda parlatilarak birer bilge olarak tanitiliyor ve halkin onlara güven duymasi saglaniyor. Oysa bu saygin akademisyenler bilim adina beyinlere sinsice yanlis bilgiler ekliyor. Iste bu Batililar uygarlik yarisinda bizim atalarimizin da bulunmasindan hosnut degillerdir. Gerci biraz yakindan bakmis olsalardi kendi atalarinin da bizden biri oldugunu belki görebileceklerdi. Ancak birakin bakmayi, duymak bile istemiyorlardi. Ne kadar ileri düzeyde meden bir ulus olursaniz olun, onlarin gözünde Dogulu, yani ötekiler dedikleri asagi medeniyetten kabul ediliyordunuz. Tabii bu durumda da kendilerini yukari medeniyetten sayiyorlardi. Iyi ve güzel olan her sey hep kendi atalarinin hanesine yaziliyordu. Dürüst ve de gercek bilim insanlarinin ortaya koydugu Türk Tarihi arastirmalari bu yüzden reddediliyor ve hemen karsit bir tez öne sürülüyordu. Bugün bile en saygin bilim insanlarinin calismalarini ciddiye almak istemiyorlardi. Hatta egitim ve ögretim sistemleri bile bunun üzerine kuruluydu. Günümüzde dahi belgeseller bu yönde cekilmekteydi. Tabi ki film ve dizi endüstrisi de bundan nasiplenmekte ve SBarbar Dogu olgusu genc beyinlere islenmekteydi;