Dünyanin dönüsü ve namaz vaktinin bizzat Hazret-i Allah tarafindan buyurulmasi dolayisiyla, hemen hemen yeryüzünde günün devami süresince Ezan-i Muhammedinin okunmadigi an yoktur. Yirmi dört saat icinde bes kere insanlik, ezan ile namaza davet edildigi gibi uyarilir da. Ona, Allahin en büyük oldugu, Son Resulü Muhammede sehadet etmesi, salah ve felah bulmak icin namazin tek deva bulunusu, Hazret-i Allahtan baskasina tapilmamasi hatirlatiliyor. Kisacasi, maddeye kendini kaptirmis olan insan, sik sik manevi hayata yaklastiriliyor. Dünya hayatinin, ahiretin verecegi saadeti hazirlayan bir kulluk meydani oldugu bildiriliyor.
Bu kadar mi
Hayir.
Hazret-I Allah eger dileseydi, günde bes kere kilinmasini emrettigi namazin saniyesine kadar baslangic vaktini emretmezdi. Insanlara diledikleri vakitlerde kilmalanni bildirirdi. Halbuki öyle dilememistir. Nicin Cünkü, insana zamanin kiymetini anlatmak istemistir. Karsilikli verilen sözler, edilen vaadler, calismalar ve benzeri miatli islere alismamiz, tabii bir aliskanlik haline getirmemiz, bu ilahi hikmette bas rolü oynamaktadir. Lakin ne acidir ki, günlük hayatimizda daima zamana kiymet vermeme, onu kiyasiya harcama hastaligina müptelayiz. Yillar, aylar, haftalar, günler, saatler, dakikalar degil, saniyeler kiymetliyken, bir adamsendecilikle birbirimizi bekletir, isimizi aksatir dururuz. Hazret-i Allahin, namaz vakitlerini neden böylesine kili kirk yaparcasina tayin ettigi üzerinde durmayiz. Günde bes kere Ezan-i Muhammedi okundugu halde, tarihi hakkinda tam bilgimiz yoktur. Buna ragmen, ezanla birlikte hemen hemen her insanin aklina derhal Hazret-i Bilal-i Habes gelir. O kadar...
Fakat Hazret-i Bilal-i Habes kimdir
Hayati nasil gecmistir
Ezan-i Muhammedi ile ilgi derecesi nedir
Ezan-i Muhammedi ne zaman ve ne suretle okunmustur
Bu serefe ilk önce kim nail olmustur
Daha nice nice sorular vardir ki, tam bir aydinliga kavusturulmamislardir...
Bu eser öyle bir ihtiyaci gidermek icin yazildi. Hazret-i Bilal-i Habesnin dogumundan vefatina kadar, neler gecmisse anlatildi.
Dikkatli bir göz, bu eseri okudugu zaman daha nice nice gerceklerle karsilasacaktir..
islamiyetin nur nur fiskirisi üzerinden bin dört yüz seneden fazla zaman gectigi halde, hala insanlar arasinda gizli kölelik, renk üstünlügü sürüp girmekte, bu cirkin gelenek ugrunda kan dökülmektedir.
Halbuki Hazret-i Bilal-i Habes bir köleydi. Derisi simsiyahti. Fakat madde üstünlügü tanimayan, bütün insanlan dogusunda hür yaratan Hazret-i Allahin huzurunda en büyük seref kulluktu. O da, göz aydinliginin fazlaligiyle, gögüslerin acikligiyle orantiliydi.
Esas olan vicdandi, yürekti. Insan renk renk olabilirdi.. Fakiri, zengini bulunabilirdi...
Kisasi uzunu, sismani zayifi, hastasi saglami, körü topali sereflenmesinde kistas olamazlardi. Nitekim, Hazret-i Bilal-i Habes her türlü hareket ve sözlerle horlanirken, Islamiyetle beraber mertebesini buldu. Ilk Ezan-i Muhammediyi okuma, kölelerden birinci müslüman olma, Hazret-i Peygamberin yakini bulunma ve Ezan-i Muhammediye sabahlari okunan Namaz uykudan hayirlidir cümlesinin ilavesi ilhamiyle sereflendi. Onun altmis yillik hayatinda biz insanlar icin pek cok ibret ve örnek sahneleri vardir.
Bütün is bunlari benimseyip tatbik edebilmektedir.Hz. BILL-I HABESI Ne mutlu, bir zamanlar Siyah Kadinin Oglu diye hakaret edilen Hazret-i Bilal-i Habesiye ki, bin dört yüz seneden beri her sabah ezaninda ilahi bir ikaz olan ilhami, Ezan-i Muhammedide tekrarlanir durur. Elbette Allahin tekdir edecegi zamana kadar bu hal devam edecektir.
-Ahmet Cemil Akinci, Esentepe Istanbul-