Modern anlamda belki daktilonun icadindan beri tanisiyoruz onlarla, ama hayatlarimizdaki yerleri aslinda
müzigin klavyeleri denli eski. Zaten bu ilk asinalik da gösteriyor ki, görmenin cok ötesinde onlarla
baglarimiz, denebilirse, dokunmaya dayali birer ezgi.
Bugün de, cep telefonumuzdan ses ve görüntü kumandalarina, bilgisayarimizin klavyesinden hesap ve
güvenlik tuslarina, onlarla temas edip durmadan gün gecirenimiz aslinda yok gibi.
Dolayisiyla, is bu kitap da, rakamlardan harflere, yazi düzenleyicilerden öteki imlere, klavyeli dünyamizin
o en temel, en atomcul karakterleri olan tuslar icin toplu bir güzelleme.
Ya da; dokundukca bizi dile getirenler icin alcakgönüllü birer portre-deneme...