Eylül darbesinin rutin bereketinden nasibini alan Mervan, memleketinden sürgün edilir. Ceberrut dönemin gazabindan, Meksika Siniri sert duvarina toslar ve yurdu terk etmek zorunda kalir. Halikarnasda tanidigi Caykarali Temel Tayfa onu Fransanin güney sahillerine kadar ulastirir. Ne ilginctir ki Marsilyada tanistigi Ermeni Serakiyan ailesi de Tehcirle kendisi gibi ayni bölgeden sürülmüstür. Manuska Serakiyan Hanim önce ona sahip cikar. Büyük bir özlem, sefkat ve sevgiyle annesini aratmaz. Ancak ne gariptir ki zamanla eski aci hikayeler ortaya cikar.Manuskanin hirsi ve öfkesi ugruna yaptigi hatalar ailesinin sonunu getirir. Dedesi Rahip Mesropun kutsal emanetleri oglunun hayatina mal olunca, hirsli, tuttugunu koparan o güclü Manuska Hanim, sefkat ile nefret arasinda sikisir. Sonunda bir melekten seytana dogar ve öfkesine yenik düser, kin ve nefret dolu bir canavara dönüsür. Yüregi yarali bir anne, oglunun öcünü almak icin, yine oglu kadar sevdigi Mervanin hayatina kasteder. Oysa Mervan ona canindan bir parca feda etmisti. Manuska Hanim, yaptigi hatadan pisman olur, fakat tahribati büyüktür. Son anlarini yasarken, bu hatanin verdigi aciyla kivranir Hayatin basina bir geri dönebilseydim keskeÖlmeden önce....
