Kültürel degisimin en sicak oldugu yillar ... 1950ler ...
Roman, Izmire dönen bir pursantaj memurunu, cevresindeki siradan insanlarin büyük hikayelerini,
dönemi ve politik atmosferi lirik bir dille anlatiyor. Kahramanlarin hayatina radyo ve sinemanin girdigi,
izledikleri filmlerle bütünlestikleri o yillara ait Izmir tarihi de gercekci üslupla perdeye yansir gibi
aktariliyor. Hüzünlü, sirli, basina buyruk bu roman, dönem filmlerine benzer melodram yapisinin icinde
karakterlerini okuyucunun zihninde konusturma gücüne de sahip.
Yazar sizi kirmizi perdeli bir salonun koltuklarinda veya yazlik sinemanin tahta sandalyelerinde gazoz
icerken kitabini okumaya davet ediyor.
Pek yakinda ve bu salonda ...
Hem belki ay sarkitmistir bizi yere
Kim bilir, belki de oyalanalim diye.
