STürk edebiyatina yeni bir hassasiyet getirmekte mühim rolü olan Tevfik Fikret, arkadaslariyla birlikte üslup bakimindan da
büyük bir inkilap yapmislardir. Sadece fikir ve biraz da his
sahasinda ugrasan Tanzimat nesli, üslup üzerinde
ugrasmamislardi. Gazetenin empoze ettigi yazi tarzi,
o devrin romanlarina ve siirlerine kadar hakim olmustu.
Muhteva ile üslup arasinda siki bir münasebet kurmak fikri, teferruatina kadar Servet-i Fünuncular tarafindan islenmistir.
Tevfik Fikret, imlasindan imajlarinin yapisina kadar
siirinin her unsuru üzerinde bir isci gibi durmus;
siir yapmada suur ve cehdin rolünü göstermistir.
Prof. Dr. Mehmet Kaplan
Tevfik Fikretin cogunlukla Servet-i Fünun döneminde yazdigi siirlerden olusan ve Hicri 1316 yilinda yayimlanan
Rübab-i Sikeste Türk siirinin kilometre taslarindan biridir.
Mehmet Kaplan Rübab-i Sikestedeki siirleri Fikretin
kendi benini ve duyus tarzini anlattigi siirler, sanatla ilgili siirler, kötümserlik duygusunun hakim oldugu siirler, hayal siirleri,
ask siirleri, tabiat siirleri, oglu Halk icin yazdigi siirler,
portreler, merhamet ve sefkat siirleri, vatan ve din konulu
siirler olmak üzere bazi temalar etrafinda toplamistir.
Fikretin yer yer toplumsal sorunlara temas ettigi
Rübab-i Sikeste, dönemi icin oldukca sade
sayilabilecek diliyle de öncü niteligindedir