Epey, gecmisin cukurundan aileye ve bene dair ayrintilarin cikarildigi, anlamin seyrini aksatmayan parcalarla örülmüs, sinematografik bir öyküler toplami. Murat Celik, zamani, kitaba adini veren tek sözcükle, gürültü etmeden incitiyor. Hafizanin yaralarini sarmak icin sakin karsilasmalar kurguluyor ve uyanmadikca bitmeyen rüyalara davet ediyor bizi.
Tamamlanmaya hevessiz, uyumsuz, pürüzlü ve magrur Epey, fisiltilarla tuz buz olacak bir yapboz.
Parcalardan birini mutlaka kaybedeceksiniz ve asil hikaye o zaman baslayacak...
Gövdemi saldim, sonsuz bir salincak oluverdi ip. Sallana sallana ciktim yanlarina. Bogazima sarildilar hemen. Beni beklemisler bunca yil. Bunca yildir nerelerdeymisim. Kollarimdan tuttular, cekistire cekistire dar ve karanlik bir koridorun sonuna götürdüler. Pencerenin altindaki küvete oturduk. Giysilerimi cikardilar.
Agzima tatli bir elma tikadilar oysa ben eksi isterdim; bir sey diyemedim. Suyla ovdular her yerimi. Her yerim kan kan oluverdi bir anda. Korktular. Korkudan yüzlerinin sekilleri degisti. Kactilar. Bagirdim arkalarindan Siz öldürdünüz beni, siz.