Istisnalar bir tarafa, sinemayi, baska bir ifadeyle, film seyretmeyi hepimiz severiz. Bu sevginin derecesi kisiden kisiye degisir elbette; kimisi az, kimisi cok, kimisi de haddinden fazla sever beyaz perdeyi. Ben iste bu haddini asanlardan biriyim ve bu huyumdan asla sikayetci olmadim ve hala da degilim. Gördügünüz üzere, seyretmekle de yetinmeyip bubüyülü dünya ile ilgili yaziyor ciziyorum. Galiba yaptigim su ki, bu iflah olmaz müptelaligima baska kurbanlar bulup ortak etmek istiyorum. Kisacasi, baskalarininda haddini asanlardan olmasini arzu ve ümit ediyorum.
Ideolojiniz veya dünya görüsünüz her ne ise, o ancak ve ancak kültür sanatin unsurlariyla desteklenirse, beslenirse ve yayilirsa daha güclü olursunuz Edebiyatta, tiyatroda, müzikte ve illaki sinemada bir seyleryapmaz iseniz, rüzgarsiz ve dalgasiz denize yelkenli tekneyle aciliyorsunuz demektir ki bu da asla hedefinize varamayacaksiniz anlamina gelir
Sinema, yelkenlimizi daha az sürede, daha hizli ve daha saglam sekilde varacaginiz yere götürecek bir rüzgar; sinemasizlik da oldugumuz yerde cakili kalmak... Dolayisiyla, sinemasizlar icimizde... Siziyi bertaraf etmek de elimizde... Ihtiyac ne Suur...