Osmanli Devleti Idaresi altinda yasamaktan bunalan ve cesitli nedenlerle isyan eden Efelere; edebiyatci gözüyle bakan, satir aralarinda sosyolojik, folklorik ve mitolojiye dayali öyküler barindiran ve Bati Anadolu Insanini bir bütün olarak ele almaya, anlamaya ve anlatmaya calisan bir kitap...
Bir hic ugruna ya da yüksek bir erekle savrulup giden insan hayatlarini anlatan Efeler Yalniz Ölür; kendilerine göre yasalari olan, mahkemeler kuran, bazan aralarinda bazan da devletle meydan savaslari koparan, yakalandiklarinda yagli urganlarda sallandirilan, kesilmis baslari icleri bal dolu torbalarda Payitahta gönderilen ve cesetleri bile görsel bir malzemeye dönüstürülen Efelerin o soydan gelen insanlarin ic dünyalarina, günlük hayatlarina, asklarina, dostluklarina ve niha sonlarina yönelik, yalin bir dille yazilmis, üzerinde titizlikle calisilmis ve yillarca emek verilmis bir eser...
1850lerden baslayip belli bir kronolojide 1970li yillara kadar uzanan on dört uzun hikayeden olusan bu kitap; bir kahramanlik destanindan cok daha fazlasini hak ve ifade ediyor... Ege Insaninin otorite karsisindaki tutumunu, taraf tutmadan, yapay kahramanliklara ya da ucuz dramlara yeltenmeden anlatmaya calisiyor.
Baskaldirinin, adaletsizligin, düzensizligin, siddetin, zulmün ve sikismisligin gölgesinde tarihe gececek hikayeleri göreceksiniz Efeler Yalniz Ölürde... Perde arkasinda sessizce silinip giden halki merkeze alarak Bati Anadolunun kanli tarihini gözler önüne seren, her sayfada hüzünlü yasam öykülerine tanik olacaginiz ve cesitli efsanelerin icinde ürpererek kendinizi bulacaginiz edeb bir eserle karsi karsiyasiniz...
