Hayatimizin sonraki noktalarina ulasabilmek icin büyürken insa ettigimiz merdivenler, yasanilanlar yüzünden defalarca sarsilabilir. Her artcinin ardindan büyük bir deprem beklenir. Ve eger insa ettigimiz merdivenin temelleri yeterince saglam degilse, her seye yeniden baslamamiz gerekir.
Nehir yeniden dünyaya gözlerini actiginda, hicbir seyin eskisi gibi olmadigini fark eder. Yasadiklari her seye ve cevrelerindeki insanlara ragmen karmasik iliskilerini sürdürmeye devam eden ikilinin hatirlayamadigi aci gercek gün yüzüne ciktiginda, nedenlerin artik hicbir önemi kalmayacaktir.
--Nehir, her zaman en güzel meyveleri veren, yemyesil yapraklari olan bir agac olmusken; Kivanc, ne bir meyvesi ne de bir yapragi olan, yalnizca kuru dallardan olusan bir agac olmustu. Birbirlerinden tamamen farkliymis gibi gözüken bu iki agacin kökleri, aralarindaki mesafeye ragmen bulusarak birbirlerine dügümlenmislerdi. Onlar birbirlerini tanidiktan ve sevdikten sonra, bu dügümü cözmeye ne baskalarinin ne de onlarin gücleri yetecekti. Cünkü bir kez atildi mi askin dügümü, tamamen cözülmez, cözülmeye calisildigindaysa biraktigi iz sebebiyle kendini unutturmazdi.