Iki türlü yasayabilir insan Ya hayati ellerinden tutar yasama katilir ya da hayat insani ellerinden tutar yasama karisirlar. Birincisi bilincli secimdir, devrimcilerin hayatinin bilincli bir secim olduguna inanirim. Devrimci, bireysel acidan bakildiginda hayatin ellerinden tutan kisidir. Hayata katilmak, onu degistirme dönüstürme faaliyetinin icinde olmak demektir ki; gercek anlamda birey olmak da budur.
Modern dünya egemen bireyin dünyasi gibi görünüyorsa da, gercekte bireyin egemenlik kosullari imha edilmistir. Zorunluluk dünyasini kavrayan insan, onu dönüstürme mesaisi icinde sürekli özgürlük ufkunda ilerliyor demektir. Insan en büyük savasi hep kendi icinde verir. Bilincli bir inanc yol gösteriyorsa ona, olumludur kendine sordugu sorularin cevabi. Isteklerimiz, arzularimiz, özlemlerimiz uygunsa ilkelerimize, kendi ölülerimizle dolmaz icimiz. Duygularimizin hangisi galip gelirse gelsin vurulmaz kimse. Sevdiklerimize, degerlerimize verdigimiz kadardir kendimize borcumuz.
Hem mutlu, hem huzurlu, hem coskulu hem korkusuz yasamanin sirri, ilkeli ve bilincli olmadadir. Ayaklanmis duygularin birbiriyle vurustugu bir savasta yasanmaz böyle oldugunda, bir ayaklanmaya yol acacak savaslarin insani olunur.