Günümüz Genel Edebiyat Bilimin de oldugu gibi Türk Edebiyatinda da kabul edilen anlayisa göre, sanat vasfini bütünüyle yitirmeyen, lakin bir bilim olarak da kabul edilen Edebiyatin Edebiyat Tarihi,Edebiyat Elestirisi, Edebiyat Teorisi, Edebiyat Felsefesi, Karsilastirmali Edebiyat, Edebiyat Sosyolojisi, Edebiyat Ögretimi ve Egitimi ile Edebiyat Psikolojisi gibi cesitli alt dallari vardir.
Tarihsel gelisimi acisindan olaya yaklasilacak olursa, Türk Edebiyatinda Sümbül zade Vehbnin 1791de kaleme aldigi Lütfiyye adli eserinden, Bati edebiyatinda ise 1830lardan, özellikle Almanyada edebiyat biliminin literatur wissenschaft ilk kez kullanildigi 1842 yilindan itibaren bilim haline gelen Edebiyat, tarihsel sürec icerisinde cesitli bilim dallari ile iliski kurarak kendine özgü alt dallarini olusturmustur. Iste bunlardan biri de Edebiyat Psikolojisidir.
Konusu ve adi itibariyle bir Uluslararasi Konferansta bildigim kadari ile ilk kez sunulan ve Özeti e-Bildiri Kitabinda yayimlanan bir bildiri metninden olusan bu kitap calismasinin ülkemizdeki Edebiyat Psikolojisi sahasina cok güclü bir katki saglayacagi, Edebiyat Biliminin bir alt dali olarak kabul edilen fakat pasif konumda olan Edebiyat Psikolojisine yeniden hayatiyet verip islerlik kazandiracagi ve ister Edebiyat ve isterse Psikoloji alanlarina mensup olsun bu sahada calisacak olanlara genis bir literatür ile beraber bir yöntem de sunarak yollarini acacagi kanaatini tasimaktayim.