Ejder isminde olaylari alisilmamis
yöntemlerle cözen bir kahraman var
karsimizda, aykiri bir deha.Ve en az onun
kadar ilginc bes kisilik Dogu Fenerleri
ekibi.Bir maden ocaginda bulunan kesilmis
bir erkek bacagi ile baslayan hikaye
büyüyerek ve kök salarak öyle bir hale
geliyor ki sizi elinizden tutup istedigi yere
götürüyor. Itiraz etmiyor ve pesinden
gidiyorsunuz. Ta ki sizi orada birakip
bambaska bir dünya kurmaya baslayana
kadar. O an pusulaniz sasiyor tahmin
gözünüz karariyor. Bu noktada o kosuyor
siz yakalamaya calisiyorsunuz. Ayak izlerini
kacirsaniz kaybolacaksiniz sanki.Sayfalari
cevirmek icin beklemek istemiyorsunuz.
Topkapi sarayindan kaybolan bir tahttan
zamanda seyahat edebilen bir gemiye,
cektikce cözülerek elinize gelen fantastik bir
bilim kurguyla karsi karsiya kaliyorsunuz.
Sürükleyici mi diye sorarsaniz evet
son derece sürükleyici. Ama en carpici
yönü bu degil. Kilcallarina kadar bize ait
olan dokusu. Herkes tanidik ve her sey yani