Büyük adam, büyük insan, aydin izinden yürüdügümüz Mustafa Kemal Atatürk sadece yasadigi dönemin degil, dünyanin gelmis gecmis en büyük devlet adamlarindan biriydi. Yoktan var ettigi, devrimlerle taclandirdigi Türkiye Cumhuriyetini yaratmak kolay degildi. Elinde insan kadrosu yoktu. Üniversite bitirenler, doktorlar, mühendisler, hukukcular, egitimciler ve ötekilerin sayisi cok azdi.
Cumhuriyet elde kalan o kisitli kadrolarla kuruldu, devrimler o kadrolarla yapildi.. Atatürk yeni devleti kurarken elde enkaz disinda bir sey yoktu. Tarim cökmüstü. Fabrika ve üretim yoktu.. Egitim düzeyi sifira yakindi. Insanlar ac ve perisandi. Dahasi, yol yoktu. Demiryollarinin yapimina baslanip bitirilmesi öylesine önemli idi ki, Demir aglarla ördük anayurdu dört bastan diye marslar bestelendi. Ilk ulusal fabrikalarimiz acilirken millet bayram etti.
Ama bir Atatürk gercegi daha vardi.. Fakirdik, paramiz yoktu. Buna karsin onurumuzu korumustuk.. Atatürk el kapilarinda yalvarmadi, kimsenin pesinden kosmadi, ülkemizi ve milletimizi bir gün olsun kücük düsürmedi.. Cok önemli bir gercek daha. Atatürk hicbir zaman Maceraci olmadi. Saga sola posta koymadi, zirvalamadi. Dönemin devlet adamlarina bakin. Rusyada Stalin, Almanyada Hitler, Italyada Mussolini. Her biri kan emici, maceraci diktatörler.. Atatürk hepsiyle mesafeli kaldi.. Isteseydi, elindeki gücü kullansaydi, genc Türk devletini bir sürü maceraya sokmasi isten bile olmazdi. O, dünyanin en saygin devlet adamlarindan biriydi.. Hic kimse unutmasin, bugün hangi olanaklara sahipsek, hangi özgürlükleri yasiyorsak, onun sayesindedir. Buna din ve ibadet özgürlügü dahildir.
Bugün Atatürke gizliden veya aciktan sövenler, Türkiyeyi pazarlayanlar, din tüccarligi yapanlar, paraya tapanlar, el kapilarinda yalvaranlar, ülkemizi cagin gerisine sürüklemek isteyenler, hirsizlar ve din sömürücüleri, ülke yönetimini ele gecirmis olabilir.. Türkiye Cumhuriyeti böyle nicelerini gördü. Geldikleri gibi gittiler. Hic kimse endise etmesin ve karamsar olmasin.. Bu dönem de gececektir.