Vicdanini Yitirmis Bir Dünyadan Baska Nedir Ki Cehennem
Aciyi gördüm. Gözlerinin ortasinda bir cicek gibi büyüyen irisin önce agir agir büzülmesini, ardindan ciglik gibi ansizin patlamasini gördüm. Titreyen dudaklar, bal mumuna dönüsen yüzleri, cöken yanaklari, irilesen elmacik kemiklerini, birer magara gibi derinlesen göz cukurlarini, kurumus agizlarin icinde peltelesen dilleri gördüm.
Anladim ki benligimizin farkina vardigimiz an, acinin pencesinde kivrandigimiz andir.
Ciglik degil, ürperis degil, evet, nereden geldigini bilmedigim o vahsi iniltiyi kalbimin derinliklerinde duydum. Soluksuz kaldim, bogazim kupkuru, alnim atesler icinde, tuhaf bir hülyaya kapilmisim gibi sürüklendim o dipsiz boslukta. Hayatin en karanlik sirriyla yüzlestim.
Karanligin her asamasindan gectim, akan kanin sesini duydum, ölümün serinligini damarlarimda hissettim.
Gecmisin kamburunu coktan söküp attim sirtimdan.
Insanin insani öldürdügü o ilk ani gördüm, katilin zafer haykirisini, kurbanin korku cigligini isittim.
Her an uyanmaya hazir o muhtesem dürtüyü bastirmak, insanligin en masum haline, en saf dogasina dönmemek icin yillarca ihanet ettim kendime. Kendimle birlikte bütün dünyayi da kandirdim. Neredeyse basaracaktim ama birakmadilar, benim adima onlar öldürmeye basladilar.
Iste bu yüzden geri döndüm...
Was ist der Unterschied zwischen einer Welt, die ihr Bewusstsein verloren hat und das der Hölle
Ich sah den Schmerz. Ich sah die Iris, die wie eine Blume in der Mitte deiner Augen wuchs, langsam zusammenschrumpfte und dann plötzlich wie ein Schrei platzte.