GECEYE SEN BULASTI genc bir sairin Gözlerin rengine degil, bakisin tonuna vurulur yürek. Misralarindaki askin o büyülü atmosferini süsleyerek insani o siirin hüzünlü yolculuguna cikartiyor. Okudukca yasamin girdaplarini askin o bitmez tükenmez acisini bir o kadar tatli sersemligini iliklerimde hissetmem oldu. Sairin ayni zamanda psikiyatr olmasi siirlerini mesleki hünerlerine birlestirerek adete terapi edercesine insani bir dünyadan bir baska dünyaya sürüklüyor. Bir yandan aska dair cümlelerin yüregi götürdügü adresler bir yandan yasamin yalnizlik mutsuzluk bireysellik cikmazinda ki serüvenine dair betimlemeler iceriyor.
Yara ait oldugu kabuktan kanar.
Agri diner, sizisi miras kalir.
Birikir eksilme, agirlasir anilar.
Insanin hayat karsisinda beklenti ve avuntularini gönül dünyasinda saheser bir umuda ceviriyor. Zafer ve yenilgilerle kendini ifade eden insan, kendi gönül dünyasindaki yalnizligini ancak askla taclandirabilir. Ama her ask bu aciyi dindirmenin ilaci olmayabilir. Onun siirlerini okurken insan kendini saganak yagan yagmurda rüzgarla beraber savrulan bir yaprak gibi hissediyor. Yapragin tenine düsen yagmur damlalariyla bir uctan diger uca savrula savrula yere düsmemek icin gösterdigi cabayi düsünür buldum kendimi. Ama hayatin kilcal damarlarindan daha fazla anlam ifade ediyor, sairin misralarindaki askin ucurumsuz yalnizligi....
Siirde ki bu yeni üslup ve arayis biz okuyucularda derin izler birakmakta basarili olacak.