Kim bir Müslümanin hayatini anlatirsa ona yeniden hayat vermis gibi olur sözü geliyor hatirima. Ki öyledir ve öyle olmalidir da. Zira ölmeyen ölüler vardir. Iste bu kitap da onlardan birini, Anadolunun maneviyatina temel olmus, gönül lisanimiza ses, medeniyet mefkremize nefes olmus birini Emir Sultan Hazretlerini anlatiyor. Okuyan tarih olarak Osmanlinin beylikten devlete dönüsünü ve hatta bir imparatorlugun dogum sancilarini hissedecektir icinde ve manevi dinamiklerini satir satir bulacaktir bu kitapta. Ama bundan belki de daha önemlisi o medeniyetin manevi sütunlarini ve mimarlarini okuyacak, Emir Sultani tanirken esasen cagini asan bir gaye ve bir ideal ile karsi karsiya olacaktir. Daha acik söylemek gerekirse bir gönül devletinin nasil kuruldugunu hissedecektir ve genc bir yazarin gözünden girecektir o aleme. Belki de en cok da bu tarafi icin okunmalidir bu roman.
Kusur bulunmak istendigi vakit her güzelde kusur bulunur. Lakin maksadimiz kusur görmek degil kusur varsa örtmektir. Hem ehl-i hünerin kadrini bilmek de hünerdir. Bu sebeple genc kardesim Hakan Bastürkü hem bu güzel calisma icin hem de bu gayreti icin tebrik ediyorum, zira yazmak aci verir, biliyorum.
Duam odur ki yolu da bahti da acik olsun...
Fatih DUMAN