Siyasi sürgünler, göcler ve baskilar Sovyet halklarinin sosyal yapisinda, ekonomisinde, kültüründe derin yaralar acmistir. Bu yaralar, binlerce dramatik olaylarin yaninda binlerce de basarili öyküyü icine alan insani bir durumu dile getirmektedir. Her türlü göc sürecindeki en önemli gercek ise, insanlarin yalniz bedenleriyle bir yerden bir yere hareketliligini degil, kültürel varligiyla da kendisini ifade edebilme gücüdür. Yeni medeniyet havzalarinda kültürlesme olayini yasayan topluluklar, zorunlu göc ve baskilara karsi kendi degerlerini korumada daha güclü duruslar sergiledikleri de bilinmektedir.
Sovyetler Birliginin sinirlarinda kalan bircok topluluk gibi Ahiskalilar da bu zorunlu göc sürecinde kendi kültürel degerlerini, dillerini ve dinlerini muhafaza edebilme basarisini göstermislerdir. Bu kapsamda arastirma, eski Sovyet ülkelerinde halen göcmenlik statüsü devam eden Ahiskali Türklerin sürgün sürecinde yasadiklari zorlu yasam deneyimlerini, bulunduklari toplumlarin azinliklara yaklasimindaki sorumluluklarini analiz etmeye yöneliktir.
Sovyetler Birligi dönemi ve dagilimi sonrasinda farkli göc süreclerini yasayan Ahiskali Türkler, güclü kimliksel duyarliliklariyla diasporik bir bilinclenme yaratarak etnik ve kültürel özelliklerini devam ettirmislerdir. Orta Asya topluluklarinin kendi icinde barindirdiklari azinliklara karsi sorumluluklarini sosyal-psikolojik boyutlariyla ele alan Rasim BAYRAKTAR, bu kitapta farkli göc sürecleriyle baglantili olan etnik, kültürel ve dinsel kimliklerin özelliklerini ön plana cikarmakla okurlara önemli bir katki sunacagi kanaatindeyiz.
