...Her seyden önce sunu söyleyeyim ki, biz Müslümanlar eger bu metinleri okuyacaksak Peygamberimiz Muhammed Mustafa a.s.in, Ehl-i Kitabin kitaplarini ne tasdik edin, ne de inkar edin, mealindeki tavsiyesini aynen hatirda tutarak ve hatirlatarak okumamiz gerekir. Cünkü Icinden herhangi bir cümleyi inkar edersek, belki o gercekten vahiyden bir cümle olabilir. Bu durumda nezu billah kafir olmus oluruz. Aksine oradan bir cümleyi kabul edersek, bu durumda da belki bir kul sözünü vahiy diye kabul etmis olabiliriz. Durum bu olunca en dogrusu ne kabul etmek, ne de reddetmek, karsisinda tarafsiz kalmaktir.
Nihayetinde biz deriz ki; Basta Kuran olmak üzere diger Peygamberlere indirilen sahifelere, Musaya indirilen Tevrata, Davuda indirilen Zebura, Isaya indirilen Incile ve indirilen diger vahiylere iman ediyoruz. Sahsen, Barnabasa göre Incili okurken hep bu yüce tavsiyeyi hatirda tuttum...
-Prof. Dr. Orhan Ceker-, N.Ü Ilahiyat Fak. Islam Hukuku Ögr. Üyesi
Roma Katolik Kilisesi tarafindan M.S 325 yilinda yasaklanan Barnabas Incili, Uzman Theolog Abdullah Palazoglu tarafindan 1687 yil sonra özverili bir calismanin sonucunda Barnabasa göre Incil ismi ile Antik Yunancadan Türkceye cevrildi. Katolik kilisenin bu Incili yasaklamasinin en önemli nedeni; Hristiyanligin temel ögretisi olan teslis ücleme inancini reddederek, günümüz Hristiyan inanclarinin da bir cogunu yalanlamasidir. Barnabas ismi, Kibris Kilisesinin kurucusu olan, ayni zamanda Isanin a.s havarilerinden olan Joseph Barnabastan geliyor.
